LAKTOZ İNTOLERANSI NEDİR? NEDEN OLUŞUR VE TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?

LAKTOZ İNTOLERANSI NEDİR? NEDEN OLUŞUR VE TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Laktoz intoleransı, süt ürünlerindeki ana karbonhidrat olan laktozu sindirememekten kaynaklanan bir sindirim bozukluğudur. Çok yaygındır ve dünya yetişkin nüfusunun en az üçte ikisini etkiler. Bu durum, vücudunuzun laktozu sindirmek için ihtiyacınız olan laktaz enzimini yeterince üretmemesi halinde ortaya çıkar. Laktoz intoleransı olan kişiler süt ürünleri tükettiklerinde sindirim sorunları yaşarlar ve bu da yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Bu semptomlar şişkinlik, ishal ve karın kramplarını içerir.

Laktoz anne sütünde bulunur ve neredeyse herkes onu sindirme yeteneğiyle doğar. Bununla birlikte, her yaşta, hatta yetişkinlikte bile laktoz intoleransı geliştirebilir. Çeşitli laktoz intoleransı türleri mevcuttur ve bunlara farklı faktörler neden olabilir. Bununla birlikte, tüm laktoz intoleransı çeşitlerinde temel sorun laktaz enzimindeki eksikliktir.

Laktoz intoleransı uygun şekilde yönetilmezse ciddi sindirim sorunlarına neden olabilir. Bu belirtiler yemekten 30-60 dakika sonra ortaya çıkabilir. En yaygın semptomlar; şişkinlik, karın krampları, gaz, ishal, mide bulantısı şeklindedir. Bazı kişilerde ayrıca acil tuvalete gitme ihtiyacı, kusma, alt karın ağrısı ve kabızlık görülür.
İshal, ince bağırsaklardaki sindirilmemiş laktoz nedeniyle oluşur ve bu da suyun sindirim sistemine geçmesine neden olur.
Kolona (kalın bağırsak) ulaştığında, laktoz bağırsağınızdaki bakteriler tarafından fermente edilerek kısa zincirli yağ asitleri (KZYA) ve gaz oluşturur. Bu da şişkinlik, gaz ve ağrıya neden olur.

Semptomların şiddeti, ne kadar laktoz tolere edilebildiğine ve ne miktarda tüketildiğine bağlı olarak değişir.
Semptomlar kısa sürer. Genellikle birçok kişide yüksek miktarlarda laktoz tüketmediğinde veya eşlik eden başka bir bağırsak sorunu (ülseratif kolit gibi) olmadığı sürece semptomlar görülmeyebilir veya hafif seyredebilir.

Laktoz, basit şekerler olan glikoz ve galaktoz birleşiminden oluşur. Sindirim sonrası laktozu glikoz ve galaktoza parçalamak için laktaz enzimine ihtiyaç vardır. Yeterli laktaz olmadan laktoz bağırsaklarınızda sindirilmeden ilerler ve sindirim semptomlarına neden olur. Yine de laktaz eksikliğinin birden fazla nedeni olabilir.

En yaygın tür olan birincil laktoz intoleransı, yaşla birlikte laktaz üretiminin azalmasından kaynaklanır. Bu nedenle, zamanla laktozun bağırsaklar tarafından emilme yeteneği kaybolur. Laktoz intoleransının bu formu kısmen genetik olabilir, çünkü bazı toplumlarda diğerlerine göre daha yaygındır.
Araştırmalar, bu durumun Kuzey Avrupalıların %10'undan azını, Latin ve Orta Doğuluların yaklaşık %50'sini ve Afrikalı ve Asyalıların %80-99'unu etkilediğini tahmin etmektedir.

İkincil laktoz intoleransı, laktazın üretildiği ince bağırsağı etkileyen başka bir durumun sonucu olarak gelişir. Bunun nedeni, bağırsak duvarındaki iltihaplanmanın laktaz üretiminde geçici bir düşüşe yol açabilmesidir. İkincil laktoz intoleransının olası nedenleri arasında Crohn hastalığı, çölyak hastalığı, kemoterapi, ülseratif kolit ve yaşlanma yer alır.

Doğuştan laktoz intoleransı, yenidoğanlarda görülür. Bu nadir görülen, kalıtsal bir durumdur ve bebeğin bu durumla doğması için her iki ebeveynin de konjenital laktoz intoleransı için özel gen mutasyonuna sahip olması gerekir. Bu bebekler anne sütünün laktoz içeriği nedeniyle emzirilemezler ve bu durum teşhis edilmezse bile olabilir. Yan etkiler arasında şiddetli ishal ve yüksek kalsiyum seviyeleri yer alabilir. Bu durum aynı zamanda ömür boyu sürer.

Gelişimsel laktoz intoleransı bebeklerde de görülür.Tipik olarak yalnızca sindirim sistemi tam olarak gelişmeden doğan prematüre bebeklerde görülür ve sindirim sıkıntısı gibi semptomlara neden olur. Bu durum genellikle bebek büyüdükçe kendiliğinden düzelir, ancak bu arada bebeğin anne sütü yerine laktozsuz mamaya ihtiyacı olabilir.

Bazı kişilerde laktoz intoleransı riski artmış olabilir. Asya veya Afrika kökenli olmak, tıbbi geçmişinde sindirim sorunları veya hastalığı olanlar, ailesinde laktoz intoleransı olanlar daha fazla risk taşıyabilirler.

Teşhis için hidrojen nefes testi kullanılabilir. Laktoz alımından sonra nefesteki hidrojeni ölçer. Yüksek miktarda hidrojen, laktoz intoleransı ile ilgili olabilecek ancak başka sorunlardan da kaynaklanabilecek sindirim sorunlarına işaret eder. Laktoz tolerans testi ise, laktoz alımından sonra kan şekeri ölçümüne dayanır. Laktoz intoleransı varsa, vücut laktozu parçalayamadığı için kan şekeri seviyeleri etkilenmeyecektir. Genetik test ve dışkı asitliği testi de kullanılan diğer testlerdir.

Süt ve süt ürünleri tüketimi daha yüksek kemik mineral yoğunluğu ile bağlantılıdır ve bu da yaşlandıkça kemik kırığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, laktoz intoleransı olan kişilerin süt ürünleri alımını azaltmaları veya ortadan kaldırmaları gerekebilir, bu da kalsiyum gibi temel besin öğeleri için yetersizlik yaratır. Süt ve süt ürünleri mükemmel kalsiyum kaynaklarıdır. Genellikle, peynir, yoğurt ve ayran gibi süt ürünleri tüketmek laktoz intoleransı olanlar için kritik değildir. Diğer yandan günümüzde piyasada yaygın olarak laktozsuz süt ve süt ürünleri bulunmaktadır. Bu ürünler laktoz intoleransı olan bireyler tarafından güvenle kullanılabilir. Laktozlu ve laktozsuz süt ve süt ürünleri arasında besin öğeleri açısından bir fark bulunmaz, benzer besleyici değerdedirler. Laktoz intoleransı olan kişilerin gün boyunca 18 grama kadar laktozu tolere edebildiği düşünülmektedir. Aslında araştırmalar, birçok insanın bir oturuşta 12 grama kadar tolere edebildiğini ortaya koymaktadır ki bu da yaklaşık olarak 1 kupa (240 mL) sütteki miktara denk gelmektedir. Bazı süt ürünleri de normal porsiyonlarında yenildiğinde doğal olarak düşük laktoz içerir. Örneğin, tereyağı eser miktarda laktoz içerir. Genel olarak, sert peynirlerin laktoz oranı yumuşak peynirlere göre daha düşüktür Yoğurt, laktoz intoleransı olan kişilerde diğer süt ürünleri türlerine göre daha az semptoma neden olma eğilimindedir. Bunun nedeni, yoğurttaki faydalı bakterilerin laktaz enzimine sahip olması ve vücudun laktozu parçalamasına yardımcı olması olasıdır.

Diğer yandan, laktoz intoleransı olan kişilerde, düzenli olarak laktoz tüketmek vücudun buna uyum sağlamasına yardımcı olabilir. Şimdiye kadar bu strateji üzerine yapılan çalışmalar sınırlıdır, ancak ilk sonuçlar olumlu işaretler göstermektedir.
Düzenli laktoza maruz kalma sayesinde, bağırsak mikrobiyotası, vücutta laktaz eksikliği olmasına rağmen, laktoz intoleransı semptomlarını hafifletmek için kendi başına yeterli laktaz üretebilir. Bu yöntemde tutarlılık önemlidir ve tam yağlı süt gibi yüksek yağlı sütler en iyi seçim olabilir çünkü vücut yağlı sütü daha yavaş sindirerek bağırsak bakterilerine laktozu sindirmeleri için daha fazla zaman tanıyabilir. Yine de bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Probiyotikler sağlığa fayda sağlayan mikroorganizmalardır, prebiyotikler ise bu mikroorganizmalar için gıda işlevi gören ve bağırsaklarınızdaki faydalı bakterileri besleyen lif türleridir.
Çoğu çalışma küçük olmasına rağmen, hem probiyotiklerin hem de prebiyotiklerin laktoz intoleransı semptomlarını azalttığı gösterilmiştir. Bazı probiyotik ve prebiyotik türleri diğerlerinden daha etkili olabilir. En faydalı probiyotiklerin, genellikle probiyotik yoğurtlarda ve takviyelerde bulunan Bifidobacteria ve Lactobacillus suşları olduğu düşünülmektedir.

Laktoz intoleransı, laktoz adı verilen süt şekerini parçalayan enzim olan laktaz eksikliğinden kaynaklanan bir dizi semptomdur. Yemekten kısa bir süre sonra ortaya çıkabilen bu belirtiler arasında karın ağrısı ve ishal yer alır. Süt ve süt ürünlerini tolere edemeyen kişiler laktozsuz süt ve süt ürünlerini tercih edebilirler.

Kaynaklar:

Deng Y, Misselwitz B, Dai N, Fox M. Lactose Intolerance in Adults: Biological Mechanism and Dietary Management. Nutrients. 2015 Sep 18;7(9):8020-35.
Szilagyi A, Ishayek N. Lactose Intolerance, Dairy Avoidance, and Treatment Options. Nutrients. 2018 Dec 15;10(12):1994.
Tai V, Leung W, Grey A, Reid IR, Bolland MJ. Calcium intake and bone mineral density: systematic review and meta-analysis. BMJ. 2015 Sep 29;351:h4183.
Sahni S, Mangano KM, Tucker KL, Kiel DP, Casey VA, Hannan MT. Protective association of milk intake on the risk of hip fracture: results from the Framingham Original Cohort. J Bone Miner Res. 2014 Aug;29(8):1756-62.
Dekker PJT, Koenders D, Bruins MJ. Lactose-Free Dairy Products: Market Developments, Production, Nutrition and Health Benefits. Nutrients. 2019 Mar 5;11(3):551.
Ibba I, Gilli A, Boi MF, Usai P. Effects of exogenous lactase administration on hydrogen breath excretion and intestinal symptoms in patients presenting lactose malabsorption and intolerance. Biomed Res Int. 2014;2014:680196.
Szilagyi A. Adaptation to Lactose in Lactase Non Persistent People: Effects on Intolerance and the Relationship between Dairy Food Consumption and Evalution of Diseases. Nutrients. 2015 Aug 13;7(8):6751-79.
Leis R, de Castro MJ, de Lamas C, Picáns R, Couce ML. Effects of Prebiotic and Probiotic Supplementation on Lactase Deficiency and Lactose Intolerance: A Systematic Review of Controlled Trials. Nutrients. 2020 May 20;12(5):1487.
Corgneau M, Scher J, Ritie-Pertusa L, Le DTL, Petit J, Nikolova Y, Banon S, Gaiani C. Recent advances on lactose intolerance: Tolerance thresholds and currently available answers. Crit Rev Food Sci Nutr. 2017 Oct 13;57(15):3344-3356.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILAR